Bir strateji olarak yapıcı düşünme
Çok yöntem denedim: Gayret, daha çok gayret, aşırı gayret, planlama, daha önceden planlama, daha detaylı planlama, her ihtimali göz önünde bulundurmaya çalışma, öngörü, lobi yapma, üretkenlik, daha çok üretkenlik ve daha nicesi. Çoğu tecrübeye dayalı ve emek bazlı yaklaşımlar. Hepsi iyi. Ama ilginç bir sonuca vardım: Bu yöntemlerin hiç biri istediğiniz sonuca yapıcı bir yaklaşımla odaklanmak kadar iyi sonuç vermedi.
Danışmanlık dediğin
Ne iş yapıyorsun diye sorduklarında yanıtlamakta zorlananlardansanız, muhtemelen bir tür danışmanlık yapıyorsunuz. Yönetim danışmanlığı, proje danışmanlığı, stratejik danışmanlık, süreç ya da sistem gibi özel konularda danışmanlık yapıyor bile olabilirsiniz. Öyle ise bu çok yönlü ama tanımlaması zor ürünü kullanarak hayatınızı kazanacağınız, fırsatlarla dolu ama bir o kadar kırılgan bir kariyer yoluna hoş geldiniz.
Lider(siz)lik – Davet!
Mesleğim gereği çok sayıda yönetici ile yakın çalışıyorum; kimi zaman sorun çözme üstüne konuşuyor, kimi zaman plan yapıyor, kimi zaman durum değerlendiriyor kimi zaman da geleceği konuşuyoruz.
Bu görüşmelerde dikkatimi çeken bir ortak payda var: Bir topluluk içinde herkes belli ölçüde liderlik sıfatı taşıyor: Bir ekibe, bir fikre, bir harekete ya da sadece kendine liderlik ediyor. Ama bu o kadar kişisel bir konu ki hiç birinin liderlik tanımı diğerine uymuyor: Kimi vizyoner, kimi paylaşımcı, kimi hızlı ve kararlı kimi ise sakin ve planlı. Kimi Steve Jobs’ı örnek alıyor, kimi Nelson Mandela’yı kimi ise Mark Zuckerberg’i.
Hayatta her şeyin göreceli olduğuna inananlardanım, ama liderlik konusundaki görecelilik çok ileri seviyede: Bu işin hemen hiç bir ortak doğrusu yok. Ölçek ve içerik herkeste çok farklı. Durum böyle olunca da sormadan edemiyorum: Liderliğin içeriği ve tanımı konusunda bu kadar farklı görüş varken aradığım ortak çözüm güçlü liderlerin hakim olduğu topluluklarda değil de belli bir lideri olmayan, tabir yerindeyse “lidersiz” yapılarda olabilir mi? Continue reading “Lider(siz)lik – Davet!”